21 Şubat 2010 Pazar
0 yorum

Bir Alkazar Gider Bir Müze Gelir


Değil mi? Sorun mudur bir sinemanın hele hele Cumhuriyet ile yaşıt bir sinemanın kapatılması? Festival Filmleri gösteriliyormuş, birçok sinemada gösterime sokulmaya layık görülmeyen filmler oynatılıyormuş, tarihmiş, güzellikmiş, kimin umrunda?

Hayır böyle şeylerle kandırmayın bizi. Tamam Alkazar konforun önde gittiği ya da sinema ses sisteminin çok yukarılarda olduğu bir sinema değil. Hatta hizmet konusunda sıkıntılar yaşatan, zaman zaman da birçok severini kaçırtmış bir sinemadır. Tabi bu Alkazar'ın değil başında olan işletmelerinin kötülüğündendir. Yine de oraya gidenin de, orada film seyredenin de öncelikleri o olmuyor ki. Karşıyım arkadaş, Alkazar Kapatılmasın. Yok müze yapılacakmış, yok Beyoğlu'nun böylesine tarihi bir yere ihtiyacı varmış. Yalan ya. Gidin başka tarihi bir yere müzenizi kurun. Dünya kadar mağazayı içinde barındıran Beyoğlu, gidiyor tarihi sinemayı kapatıyor. Kızdığım konulardan biri de hakkında yapılan haberlerde sanki bu durum güzelmiş, iyi bir habermiş gibi bizlere veriliyor.
Alkazar gidiyor amma bakın yerine ne yapılıyor.
Ne yapılıyor?
Müze.
Aaa Müze mi? Ne kadar güzel ne kadar kültürel. Müzeyse tamam o zaman verdik gitti, tarihi sinemamızı.

Anlamıyorum ki yine benim heralde anormal.

Bu sene Aralık ayında "12. Uluslararası İstanbul Tarih ve Film Festivali" ni Alkazar'da seyrettim. Hem de inanılmaz filmler izledim. Filmlerin yanında beni deli mutlu eden ögelerin başında da Alkazar vardı. O yüksek tavanı, kırmızı kadifemsi kumaşlarla kaplı duvarları, barok tarzı kartonpiyerleri, insanı çok farklı etkiliyor. Gidenler beni çok iyi anlayacaktır. Bu hafta son sinema gösterisini yapacakmış. Alkazar da film seyretmemişler için rica etmiyorum, yalvarıyorum gidin orada bir film seyredin, oranın havasını ve tarihini koklayın. İstanbul'da yaşamak bu, Beyoğlu işte bu yüzden bu kadar güzel diyeceksiniz.

foto:sadibey

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Toggle Footer
Top