23 Ocak 2010 Cumartesi
One yorum

Başka Dilde Aşk! , Başka Dilde Film!

İnanamadım. Son zamanlarda izlediğim en iyi Türk filmlerinden biriydi. Antalya Film Festivalinden ayrı gayrı düştüğümden ötürü izleyemeyeceğimi düşündüğüm bu yüzden de takibini bile yapmadığım bir filmdi. Meğer İstanbul'da bir çok sinemada gösteriliyormuş. Hatta gösterilmiş. Filmin adı "Başka Dilde Aşk" Başrolleri Saadet Işıl Aksoy ile Mert Fırat paylaşıyorlar. Aynı zamanda Mert Fırat filmin yönetmeni İlksen Başarır'la senaryoyu birlikte üstleniyor. Film aynı zamanda İlksen Başarır'ın yönettiği ilk film olarak da farklı bir değere sahip gözümde. Çünkü film, ilk yönetmenliğini yapan biri için fazla kusursuz göründü. Filmin o kadar içindeydim ki yönetmenin kusurlarını bile farkedecek durumda değildim.

Film; çağrı merkezinde çalışan ve sıkıntılı günler yaşayan Zeynep ile işitme engelli ve tüm yaşamı sıkıntılar içinde geçmiş Onur'un birbirleriyle olma mücadelesini konu alıyor.

Gelelim yazımın başlığına: "Başka Dilde Film" olarak çevirdiğim başlık, filmin muhalifliğini vurgulamak içindi. Bu film benim için önemliydi çünkü bir aşk filminin içinde bile muhalefetin yapılabileceğini gösteriyordu. Günümüz Türk filmlerinde olmayan muhalifliği, filmle orantılı yani kararında kulağımıza fısıldıyordu. Aslında birçoğumuzun sevmediği, çağrı merkezi çalışanlarının sıkıntılarını ve yaşadıklarını, Zeynep'in üzerinden çok güzel filmin içine serpiştiriyordu. Zeynep bütün gün tanımadığı insanlarla telefonda konuşuyordu. Peki sevgilisiyle? En büyük muhalefeti de burada yapıyordu. Sadece aşk filmi seyretmeye gidenler bu sahnelerden sıkılmış olabilir. Ama başta da dediğim gibi tipik bir aşk filmi değildi.

Beni etkileyen ve zihnimden bir türlü silinmeyen sahnelerden biri işitme engelli Onur'la Zeynep'in ilk yatak sahnesi. Zeynep'in, Onur'un farketmeden çıkardığı seslerden ürküp yataktan bir hışım çıkması ve Onur'un Zeynep'in arkasından bakışı. İnanılmaz bir sahneydi. Benim favorim kesinlikle filmde Mert Fırat'tı. Usta oyunculuktu. İğretisizdi. Yalındı. Gerçekti. Müthişti. Oynadığı işitme engelli Onur'da bizim hiç bilmediğimiz fakat işitme engellilerin hayatlarının bir parçası haline gelmiş zorlukları sundu önümüze.

Film katiyen acıma duygusu uyandırmadan kendimizi Onur'un ya da Zeynep'in yerine koymayamızı sağlıyor. İki cinsin, aslında bence iki problemli cinsin beraber olma çabasını sunuyor bizlere.
Aşk, Zeynep'in "Ceketimi sende unutmuş olabilir miyim?" cümlesi ile başlar ve aynı cümleyle sonlanır.
Zeynep; "Konuşmadan da anlaşabilir miyiz?" der sahnenin birinde hepimiz aynı soruyu sorarız kendimize. "Konuşmadan anlaşabilir miyiz biz biriyle?"

Yukarıda o sahnenin bir resmini paylaştım sizlerle...

1 yorum:

  1. Kesinlikle katılıyorum, son zamanlarda izlediğim en iyi, en 'hayatla derdi olan' filmlerden biriydi.

    YanıtlaSil

 
Toggle Footer
Top