16 Şubat 2010 Salı
0 yorum

Biletlerimiz Tükenmiştir!!!


Son zamanlarda hangi tiyatroya gittiniz, hangi oyunu ya da oyuncuyu seyrettiniz bilmiyorum ama şu "Tiyatronun izleyicisi yok, salonları dolduramıyoruz, boş koltuklara oynuyoruz" diye ağlayan tiyatrocularu görmek istiyorum.

Sözüm İstanbul'dan içeri olmakla beraber durumu size açıklamaya çalışayım. Evet tiyatro sahneleri, sinema salonlarının sayısıyla aşık atamaz ancak İstanbul'da özel, devlet ve belediye tiyatrolarının toplam sayısı 77'dir. Belki de yeni açılan tiyatrolar varsa ya da kapanan bu sayıdan az ya da çok olabilir. Ortalama bu civarlarda. Bunların 8 tanesi devlet tiyatrosu olup 10 tanesi de belediye tiyatrosudur.

Benim konusunu edeceklerim ise devlet ve belediye tiyatrolarıdır. Bu tiyatrolara öncelikle aynı gün elinizi kolunuzu sallayıp gidip, ben tiyatro izleyecektim, bilet istiyorum diyemezsiniz. Nedeni biletlerinin çoook önceden tükenmiş olmasındandır. Kalmışsa ya bir bilet en arka sıradan , partneriniz var ise ayrı ayrı yerlerden yine arka sıralardan (o da belki ) izleme şansına sahip olabilirsiniz. Hatta şöyle söyleyebilirim iyi oyunlara Avrupa yakasında en erken bir hafta öncesinden yer bulabilirsiniz ki onun da arka sıralardan olma ihtimali hayli yüksektir.

Şimdi sorabilirsiniz "Eee sinemada da aynı şey olmuyor mu? ,zaman oluyor iyi bir filme yer bulunmuyor." Evet, doğrudur ancak sinemada iyi film senede toplamda abartıyorum 10 film olsun, yer bulamama sorunu sinema salonu ayrımı yapılırsa ancak yaşanabilir. Buna örnek heralde "Avatar" verilebilir. İnsanlar günlerce, haftalarca Avatar'ı "Imax 3D "yok "Real D 3D " ya da " XpanD 3D" seyredebilmek için beklediler.

Devlet ve belediye tiyatro oyuncularının oyunculuk kalitelerinin üst sevilyelerde olması, bununla beraber bilet fiyatlarının epey ucuz olması, özellikle İstanbul Devlet tiyatrolarının çoğu oyunlarının gayet seçmece olması, izleyeni sıkmaması ve izleyenlerin tatminlerini karşılaması bu sahnelere olan ilginin daima yoğun olmasını sağlıyor.

Bunun yanında yadsınamaz bir gerçek var ki o da 15 milyon nüfusa sahip İstanbul'un merkez semtlerinde az sayıda sahnenin bulunmasıdır. Örneğin; Kadıköy. Bu semtte devlet tiyatro sahnesi olmamakla beraber sadece 1 adet belediye tiyatrosu bulunmaktadır. O da "Kadıköy Haldun Taner Sahnesi". Eğitim düzeyi anlamında farklı bir sınıfın yaşadığı, kültürel aktivitelere ve sosyal faaliyetlere İstanbul'un bir çok semtinden çok daha fazla önem veren bu semtte Devlet Tiyatrosunun olmaması , en yakınının Beykoz ve Üsküdar'da olması doğal olarak belediye tiyatrosuna olan talebi fazlasıyla arttırıyor. Bu da bir hafta öncesinden bileti bulunamayan ve gidilemeyen oyunları beraberinde getiriyor.

İşin açıkçası insanlar özel tiyatrolara dünyanın parasını dökmek istemiyor. Kişi başı 40 lira olan bir oyuna yılda kaç kere gidilebilir. Bu yüzdendir ki talep her zaman belediye ve devlet tiyatrolarına yoğunlaşıyor. İnsanlar tiyatroya gitme ihtiyaçlarını da bu şekilde gideriyorlar.

Şu da bir gerçek ki özel tiyatro da olsa İstanbul'da iyi oyunlar her zaman izleyiciden karşılığını alıyor. Bunun en güzel örneği 1 Nisan'dan 4 Nisan'a kadar tekrar sahnelenmeye başlayacak olan Kenter Tiyatrosu'nun bir oyunu "39 Basaamak" tır. Yine Mart ayı boyunca Kenter Tiyatrosu'nun oyunu olan ve Yıldız Kenter'in başrolünü oynadığı "Kraliçe Lear" de aynı şekilde. Her ikisinin de biletlerinin yarısı şimdiden tükenmiş durumda. Demem o ki İstanbullu iyi oyunu boş koltuklara bırakmıyor. Boş koltuklara oynayanlar önce bence bir oyunlarına ondan sonra da bilet ücretlerine bir baksınlar...

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Toggle Footer
Top