17 Aralık 2009 Perşembe
One yorum

Devlet Kime İnat ?

Tekel işçileri bugün eylemlerinin 3. gününde Ankara'daydı. Amaçları AKP'ye, İç İşleri Bakanlığı'na ya da dertlerini anlatabilecek, onlara yardımcı olabilecek herhangi birilerine ulaşmak, seslerini duyurmaktı. Fakat faşizan bir tutumla polislerden hiç beklemedikleri bir tavırla kaşlılaşan işçiler, neredeyse tüm gün inanılmaz bir şiddete maruz kaldılar. Hükümetin eylemlere ve eylemcilere olan alerjisini bilmekteyiz de bu kadarına pes doğrusu.
Haklı davalarında bir sonuca ulaşmak isteyen işçiler, tekelin özelleştirilmesi sonucu 4-C (geçici memuriyet) statüsüne geçirilmiş, çoğu içten çıkarılmış, bir çoğu da çıkarılmak üzere gün saymaktayken ellerinden tek gelen şeyi yani eylemlerini yaparken, devlet bir çözüm yolu aramak yerine savunmasız işçilere polisler aracılığıyla orantısız güç kullanmakta çareyi buluyor. Biber gazları gözlerinin içine sıkılıyor, polislerden kaçmak isteyip kurtuluşu bu soğukta buz gibi Abdi İpekçi Parkı'nın havuzuna atlamakta bulan işçilerin üzerine su püskürtülüyor, kadın işçilere tekme tokat giriliyor, en sonunda da çareyi teslim olmakta bulan işçilerin hemen hepsi de emniyete götürülüyor. Biz bu manzaraları 1 Mayıs'ta görmeye alışıktık ama mayıs gelmeden bir hatırlatma yapmak istediler heralde. Sağolsunlar.
Devletin eylemcilere karşı almış olduğu sert tepkiler bugünlerde fazlasıyla ayyuka çıktı. Kimisini tıpkı bugün olduğu gibi göstere göstere yaparken kimi eylemcilere de sözde ağız payını alttan alta ceza uygulamalarıyla gösteriyor. En son tanık olduklarımız ise Eczacıların 1 günlük kepenk indirme eyleminin hemen akabinde bir kaç hafta sonra gün yüzüne çıktı. Aslında hükümetin dişi fazla bilenmiş olacak ki anında ilk darbeyi SGK sözleşmelerine tek taraflı fes ilan ederek göztermiş oldu. Burada mağduriyet ilk başta tabi ki biz vatandaşa oluyor. Peki ya demiryolları çalışanlarına verilen cezaya ne demeli? Maaşlarının düşüklüğünden yakınan çalışanların iş yavaşlatma ve iş bırakma eylemlerinin sonucu 16 işçinin işine son verilmesiyle sonuçlandı ki binlerce çalışan aynı gün bu eyleme toplu katılım yapmışken. Peki Devlet kime inat? Üç kuruş parayla geçinmeye çalışan vatandaşlara mı yoksa haklı veya haksız da olsa eylem yapma hakkı bulunan yine biz vatandaşlara mı?
Demokrasilerde hak aramanın sonucu, ağlayan çocuğun elinden oyuncağının alınması mı oldu? Susturulmaya alışık, eylem yapmayı çoktan unutmuş bu halkı bu tutumlarla sindirebileceğini düşünen hükümet fazlasıyla yanılıyor. Çünkü halk unuttuklarını hatırlama ve çıkarılan tüm zorluklara karşı haklarını arama dönemine girmiştir.
Foto:Hürriyet

1 yorum:

  1. Bu tutumlar, anti-demokratik girişimler karşısında her fırsatta "halkın ve demokrasinin sesi" olduğu söylemini yineleyen iktidarın işine gelince nasıl anti-demokrat olduğunun göstergesidir...

    YanıtlaSil

 
Toggle Footer
Top